AE Mimarlık’ta İşlevsellik Ön Planda!

AE Mimarlık’ta işlevsellik ön planda.

İstanbul’da 2 yılda 200 kentsel dönüşüm projesiyle bir rekora imza atan AE Mimarlık, yıl içerisinde hayata geçireceği 75 yeni projesiyle adından söz ettirmeye devam ediyor. İstanbul’un sayılı mimarlık ofislerinden biri olan AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoğlu, başarı sırlarını Ticari Hayat gazetesiyle paylaştı. AE Mimarlık, daha çok hayata dokunan projeler üretiyor. Tasarımın ön planda tutulup, kullanışın arka plana atıldığı projelerden ziyade her metrekarenin doğru şekilde değerlendirildiği projeler yaratıyorlar. ihtiyaca göre belirlenen mimarlık projelerine imza atan AE Mimarlık, şu an İstanbul’un en çok iş yapan mimarlık ofislerinden bir tanesi Fikirtepe’nin ilk kentsel projesi, Anka Yapı’nın “Evim Kadiköy” projesinin mimarisi de AE Mimarlık’a ait. Şimdiye kadar birçok hastane, iş yeri, otel ve konut projesine imza atan AE Mimarlık, mevcut projeleriyle 2014’ü rahat kapatırken. 2015 yılına ise 75 yeni projeyle “Merhaba” dedi. Birgen İnşaat, Aydogan İnşaat, Denizatı Eğitim Kurumları, Yüksel Yapı, Ferko İnşaat, D Yapı, Asce&Kiral, Genç Yapı, Oran inşaat, Kosifler Yapı, Demirland İnşaat, Çakoğlu Inşaat, Yaman Grup, Inanlar-Uranus Group, Sadıkoğlu İnşaat gibi inşaat firmalarıyla çalışan AE Mimarlık, aynı zamanda Tacikistan, Türkmenistan, Kuzey Irak, Ukrayna gibi ülkelerde de birçok mimari projeye imza attı. 1991 yılında kurulan AE Mimarlık, şu an İstanbul’un sayılı mimarlık ofislerinden bir tanesi ve bu kadar uzun zaman dilimi içerisinde ayakta kalabilen nadir mimarlık ofisleri arasında bulunuyor. Projelerinde her daim işlevselliği ön planda tuttuklarını belirten AE Mimarlık Yönetim Kurulu Baskani Mimar Ahmet Erkurtoğlu, AE Mimarlık ile ilgili merak edilen soruları Ticari Hayat gazetesi için cevapladı.

 

1.Ahmet Bey kısaca sizi tanıyabilir ve AE Mimarlığı nasıl kurduğunuzu öğrenebilir miyiz?

1959 Inebolu doğumluyum ilk, orta ve liseyi İnebolu’da okuduktan sonra hayalim olan Mimarlık Fakültesini birincilikle girdim. Hatta mimarlik aşkına tıp fakültesini kazanmama rağmen girmedim. Yalnız 

 

2. Bugüne kadar binlerce projede yer aldınız ve halen talep edilen mimarlık şirketleri arasındasınız. AE Mimarlık’in farklı kılan nedir?

Nerdeyse çeyrek asrı deviren bir mimarlık şirketi olduk ve kurulduğumuz günden beri en çok proje üreten mimarlik sirketleri arasın. da önemli bir yerde duruyoruz. Günümüzde mantar gibi çoğalan mimarlik şirketlerine rağmen inşaat firmalannin en çok güven duyduğu mimarlık ofislerinden biri olmanin gururunu yaşıyoruz. AE Mimarlik in bu kadar çok mimarlık ofisi arasında farklı olmasının ana nedeni, mimari çözümlerde sadece estetik kaygilari icerisinde kaybolmamış olmasıdır. Günümüzde sadece estetiğe agirlik veren projeler cephe tasarimi olarak ön plana çıkıyor. Oysa bir mimar estetik kadar binanin işlevselliğine de dikkat etmelidir. Kullanıcılar bir daire alırken m2 başına bir bedel ödediklerinden, mimar kullanıcılar zarara uğratmamak için her bir metrekareyi doğru değerlendirmelidir. Dışarıdan mükemmel görünen bir yapinin işlevselliginin iyi olmamasi o yapinin değerini düşünen en önemli faktördür. Bu nedenle AE Mimarlık olarak her zaman işlevselliği on planda tutuyoruz. Bu da bizim farkmizi oluşturuyor.

 

3. A.E Mimarlık olarak yıllardir yaptığınız projelerle ön planda bulundunuz. Özellikle istanbul Anadolu yakasında birçok mimari projede yer aldınız. Sizin gözünüzden İstanbul Anadolu yakası mimarı açıdan nasıl bir yapıya sahip?

Avrupa ve Anadolu yakalarini karşılaştırdiğimiz zaman Avrupa’nın Istanbul’un daha iş yükünü karşıladığını, Anadolu yakasinin ise sonradan gelişmeye başlaması nedeniyle daha konut ağırlıklı oldugunu gözlemleyebilirsiniz. Ancak bugün Anadolu yakasına baktığımız zaman bircok is merkezinin Kavacik E-5 aksi. Bağdat Caddesi gibi lokasyonlarda ağırlık kazandigini görüyoruz. Yine finans merkezinin Ataşehir’e taşınmasıyla birlikte Anadolu yakası da konut ağırlıklı yapısından çıkıp iş merkezlerinin ve konutların iç içe geçtiği bir yapıya kavuşacaktır. Bu anlamda şehrin siluetini göz önünde bulundurup boş alanların doğru bir şehircilik anlayısıyla değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin; Fikirtepe’de kentsel dönüşüm tam anlamıyla doğru uygulanırsa, sadece Anadolu yakası için değil, Şehircilik açısından da önemli bir adım atılacaktır. Anadolu yakasında boğaza baktiginiz zaman Bebek’in, İstinye Nin üzerinde yükselen kuleleri görüyorsunuz: zaten silueti bitirmişiz. Ama Avrupa’dan Anadolu yakasına baktiginiz zaman Avrupa yakasına göre hala silueti koruyoruz ve buna göre projeler üretmeliyiz Bence en önemlisi ise tarihi yarımadanın ve boğazların siluetini kesinlikle korumalıyız.

4. Son yıllarda kentsel dönüsümü bir hayli konuşuyoruz. Peki kentsel dönüşüm ne demek ve doğru yapılıyor mu?

Şu an kentsel dönüşüm, merkezi Istanbul olmak adina neredeyse tüm Türkiye’ye yayılmiş önemli bir adımdır. Kentsel dönüşümü Istanbul merkezli ele almak gerekirse, adına “kentsel dönüşüm” dediğimiz bu bina yenileme hareketi, olası bir İstanbul depremine karşı yapılan önemli bir harekettir. Bu harekette parsel bazında uygulama yapıldığı için örneğin: yıkılan 10 katli binanin yerine 13 katli, 15 katli binanin yerine 20 katli binalar yapılmaktadır. Parsellerin, yolların, alt yapinin aynı olduğu yerde daha çok yapılanmaya gidilmektedir ve kendimize daha çok yük bindirilmektedir. Dolayısıyla olası İstanbul depremine karşı vatandaşların sağlam binalarda oturması için doğru bir hareket ama yaşadığımız kent yanlış bir uygulamadır.

 5. istanbul’u mimarı açıdan nasıl görüyorsunuz? Kentsel dönüşüm Istanbul’a için doğru bir karar mı?

Ne yazık ki Istanbul’u koruyamadik. Bugün Viyana’ya, Paris Roma veya Budapeşte’ye gittiğinizde orada şehrin ve tarihi eserlerin nasıl korunduguna sahit olabiliyorsunuz. Tabii bu durum şehrin büyümesine engel olmamis, Sehrin siluetine zarar vermeden, yeni alanlara doğru yeni yapılaşmalara agirlik verilmiş. Bizde ise ne yazık ki sehir planlamaciligi kavrami doğru değil Yeni bir bina ile tarihi bir bina iç içe girmiş durumda. Oysa Istanbul’un Avrupa şehirlerinde olduğu gibi eski ve yeni şehir olarak ikiye ayrilmasi gerekiyor. Omegin; tarihi yarımadayı kesinlikle koruma altına almak şart. Bir mimar olarak yatay doğrultuda bina yapmaktan ziyade, dikey dog. rultuda bina yapmayı doğru buluyorum. Çünkü yataylı kullanacağım alani dikeyli kullanırsam parselde yeşil alanlar ve rekreasyon alanlar çoğalır. Bunun için de Istanbul’un tarihi lokasyonları dışında, örneğin; Fikirtepe’de yüksek binaların yapilmasına izin verilmeli ve 80 metre siniri kaldırılmalıdır. Yine kentsel donüşüme baktigimizda ise binaların bir yenilenme hareketinden bahsetmemiz daha doğru olacaktır. Ancak kentsel dönüşümü gerçekleştirirken Istanbul’a da bir şeyler katmamız gerekiyor. Yani bir binayı yaparken yeşil alanlar, yollar düşünülmeli. Istanbul’un yeşil alanlarla nefes almaya ihtiyacı var. Benim kentsel dönüşümdeki önerim yapılanmanin parsel bazında emsal artırılarak değil, parsellerin birleşerek, birleştikçe emsalini artırarak, ada bazında yapılanmaya gidilmesi gerektigidir. Çünkü parsellerin birleştirilerek imarin artırılması demek, şehrin rahatlaması donatı alanlarının artırılması anlamına da geliyor.

 

6. Bugüne kadar yapmış olduğunuz birçok proje var peki bunların arasından gerçekten “Bu benim eserim” diyebileceğiniz bir projeniz var mı?

Bugüne kadar çeşitli fonksiyonlarda yüzlerce bina yapmamıza rağmen ne yazık ki “Bu benim eserim” diyebileceğim bir eserim bulunmuyor. Çünkü biz mimarlık yapmıyoruz. Sadece resmi dairelerden ruhsat alabilmek ve yatırımcılara para kazandırabilmek için projeler üretiyoruz. Elimize sürekli değiştirilen ve adina imar yönetmeliği denilen bir kitapcik veriliyor ve “Burada sunu, surada bunu yapacaksin” deniliyor ve biz ona gore proje üretiyoruz, Istanbul’da cumhuriyet dönemine ait örnek kaç tane bina gösterebilirsiniz. Dünyaya baktiginiz zaman Dubai’yi biz nasıl tanıdık? Bir tane Yelken Otel ile Avustralya dedigimiz zaman aklımıza hemen Sydney Opera Evi gelirken, Amerika’da ise Norman Foster’in yaptigi binalar, Los Angeles de Frank Gehry’in yaptigi müzeler geliyor. Bizde niye yok? Çünkü uygulamayı bilmeyen kişilerin hazırladığı yönetmeliklere göre, biz proje yapıyoruz. Birçok başarılı mimarimiz var. Mimarlardan da görüş alınarak bir yönetmeligin hazırlanması gerekiyor. Ben ancak yurt dışında özellikle Türki Cumhuriyetlerde yaptığım projelerde mimarlık yaptigimi hissediyorum. Çünkü bana arsayla ilgili olarak arsanin alt yapısında suyun nereden geçeceği, elektrigin nereye bağlanacağı gibi birtakım teknik bilgileri veriyorlar. Diyorlar ki, “Şu kadar metrekareyi aşmamaya çalış, mimari açıdan serbestsin. Tabii ki mimar özgür olunca üretir. Dolayısıyla bu tip projelerde mimari olarak özgür olduğumu hissediyor ve mimarlik yaptığım için mutlu oluyorum.

7. Yakın bir dönemde Ankara’da da projelerinizle yer alacak misiniz?

2014 yili bizim için yoğun bir yıldı, 2015 yılı daha da yoğun bir yıl oldu. Yilin yanısını geride bırakmamıza rağmen, elimizdeki projeler giderek daha da artıyor. Şu anda gündemimizde Istanbul ve özellikle Bağdat Caddesi ağırlıklı olmak üzere Istanbul Anadolu yakasındaki projeler var. Tabii ki dönem dönem Istanbul dışında da projelere imzamizi atiyoruz. Biliyorsunuz Ankara, son dönemlerde inşaatlarin yoğunluğu bakımından yükselişe geçti. Ankara giderek büyüyor. Bugün bir 10 sene Öncesiyle şimdiki Ankara çok farklı. Bu yüzden son zamanlarda Ankara’daki insaat firmalarından ya da Istanbul menşeili olup Ankara’da da inşaat yapacak firmalardan da teklifler almaya başladık. Şu an bu teklifleri degerlendirme aşamasındayız ve büyük ihtimal 2016 yılı içerisinde Ankara’da da projelerimizle yer alacağız.

 

 

 

Yorum Yap