Hızlı İnşaatlaşma Sürecinin Mimari Dokuya Zarar Verdiğini…
Ahmet Erkurtoğlu, hızlı inşaatlaşma sürecinin mimari dokuya zarar verdiğinibelirtiyor. Erkurtoğlu, konutların tektipleştiğini, Türk tarzı konut anlayışından eser kalmadığını ifade ederek şunları söylüyor: “Yaptığımız, kentsel dönüşüm değil binasal dönüşüm. Kente hiçbir katkısı olmayan bir dönüşüm. Sektörde, inşaat firmaları, özellikle büyük projelerde, zamanla yarışırken mimari ve estetik göz ardı ediliyor. Son dönemlerde Türk mimarisinden uzak, estetik öğelerden eksik, kutu’ şeklinde konutlar yükseliyor. Projelerde işlevsellikten uzak, sadece daha fazla metrekare kazanmaya yönelik bir anlayış hakim. Sonuçta eleştirdiğimiz bu inşaatların çizimini biz mimarlar yapıyoruz. Ancak gerek mevzuatlar, gerek müteahhitlerin istekleri mimarların elini kolunu bağlıyor.”
AE Mimarlık 30 kişilik bir ekiple çalışıyor. Erkurtoğlu başka bir soruna daha dikkat çekiyor; “Ben mimarlık yapmıyorum. Ekibimiz mimarlık yapmıyor. Yaptığımız iş müteahhitlerin inşaata başlayabilmesi için gereken prosedürleri, 300’e yakın imza almak gibi, yerine getirmek. Bunun için üç-beş ay emek veren ve karşılığında inşaat ruhsatı başlatabilen bir ekibiz. Müteahhittin ruhsatını beş ay yerine üç ayda alıyorsan çok başarılı bir mimarsın. Bizdeki kıstas bu maalesef. Kentsel dönüşümde ise arsanın, yolun, altyapının, kanalizasyonun aynı olduğu yerde kente yeni bir yük bindirmiş oluyorsunuz.”
Çözüm parsel bazında uygulamadan vazgeçmekle başlayacak görünüyor. Bunun için de parselleri yanındakiyle birleşmeye teşvik edici emsal artışları öneriliyor. Erkutoğlu’na göre en az beş dönüm olmak üzere ada bazında uygulamaya geçilmeli; “Örneğin Kadıköy’de emsal 2,07. Bir dönüme 2,07 verdiğinizi varsayarsak, iki dönüm olunca 2,15 verilebilir, üç dönüme 2,25, dörde 2,35, beşe 2,50 gibi emsaller… Bu durumda yandaki parselle birleşeceği zaman emsali artacağı için, adaya dönüşmek kolay olacaktır.”