Kentsel Dönüşümde “Gelecek” Vurgusu

 

Kentsel dönüşümde “gelecek” vurgusu

Kentsel dönüşüm alanında yapılan çalışmalar gün geçtikçe hızını arttırıyor. Eski binalar yıkıldıkça yerine güçlü ve sağlam binalar yapılıyor. Peki, tüm bu süreçte ne gibi sorunlar yaşanıyor? İleriye yönelik çalışmalar yapılıyor mu? Yasal süreçler yapım aşamalarını nasıl etkiliyor? Sorularımızı AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoğlu’na yönelttik.Kentsel dönüşüm şehirleri yenilemeye devam ediyor. Bununla birlikte yıkım ve yapım aşamalarında bulunan bazı engeller, firmaları zorlamayı sürdürüyor. Kentsel dönüşümün sıkıntılarını ve çözüm yollarını konuşmak üzere AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoğlu ile bir araya geldik. Sorularımızı yanıtlayan Erkurtoğlu, kentsel dönüşümde temel görevlerinin kent estetiğini düşünmek olduğunu belirtti. İleriye yönelik atılacak adımların önemini ve daha rahat bir yaşamın ada bazında kentsel dönüşümden geçtiğini vurgulayan Erkurtoğlu, kent estetiği açısından parsel ve ada arasında ne gibi farklar olduğunu anlattı. Daha estetik ve daha yeşil bir kent için, ada bazında kentsel dönüşüm olması gerektiğini vurguladı. 1991 yılında kurulan AE Mimarlık ile ilgili bilgi veren Erkurtoğlu, “Bizim prensibimiz dürüstlük ve işi iyi yapmak. Dürüstlüğümüz ve işi iyi yapmamız 25 yildir mimarlık ofisi olarak çalışmalarımıza devam etmemizi sağladı.” Kendi hatalarını müşterinin yanindayken dahi düzelttiklerini ve bunun onlara güven olarak geri döndüğünü belirten Erkurtoğlu, “Biz 25 yıldır bu güven sayesinde yolumuza devam ediyoruz. Doğru kurumsallaşmayı sağlayabilirsek, neden Avrupa’daki 100 yıllık mimarlık ofislerinden biri gibi olmayalım?” dedi. Kentsel dönüşüm çerçevesinde aktif rol oynadıklarini söyleyen Erkurtoğlu, bazı yanlışların değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Kentsel dönüşümün parsel bazında yürütülmesini doğru bulmadığını ifade eden Erkurtoğlu, “Bize göre parsellerin birleştirilerek adaya dönüştürülmesi gerekiyor. Bu sayede yüksek binalar yaparak blok sayısını azaltabiliriz. Örneğin, 4 blok varsa bunu 2 blok haline getirebiliriz. Böylece içerisine sosyal tesisler yapabilir ve en önemlisi de yeşil alanlar yaratabiliriz. Biz bunu Vitrin Kozyatağı Projesi’nde gerçekleştirdik. Ada içerisinde bloklar dışında kalan kısımları en doğru şekilde değerlendirmek, kente katkı sağlamak anlamına gelir” diye konuştu. Kente katkı sağlamanın sadece sağlam binalarda oturmak olmadığını belirten Erkurtoğlu, “Aynı zamanda yeşil alanlar da yaratmak zorundayız. Geleceğe yönelik adımlar atarak ilerlemeliyiz” dedi. Erkurtoğlu, atılacak bürokratik adımların ve çıkabilecek yasaların kentsel dönüşümde çığır açabileceğini vurguladı.



“Mimarlar estetik işler çıkarmalı”

 Yasaların ve belediyelerin engellerinin birçok kez karşılarına çıktığını ve bu durumdan dolayı mimarların estetik işler çıkaramadıklarını, yapılması gereken yeni yasalar ile bu sorunların aşılacağını ifade eden Erkurtoğlu, “İmar yasası sürekli değişiyor. Bir yere verilen emsal değeri, o yerin 200 metre ilerisinde farklı olabiliyor. Bu da bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. Yasalar, mimarlara özgürlük alanı tanımalı ki, ortaya güzel yapilar çıkabilsin” diye konuştu. Devam eden projelerinden de bahseden Erkurtoğlu: “AE Mimarlık olarak en çok iş yapan mimarlık ofislerinden biriyiz. 2015 yılında 100 projeye imzamızı attık, bazı projelerimizi de bu seneye kaydırdık. Sırf Kadıköy’de şu an 80 projemiz bulunuyor. Bizi en çok heyecanlandıran projelerimizden biri ise, bir mimarlık yarışmasında bize birincilik getiren 36 katlı konut projemiz” dedi.

“Yıkımcı Ahmet, Mehmet gitti”

 Kentsel dönüşümde yıkımın ayrı bir uzmanlık alanı olduğunu hatırlatan Erkurtoğlu: “Yıkımları profesyonel şirketlerin yapmasını tercih ediyoruz. Tabii bu süreçte sorumlu da yıkım şirketi oluyor. Yapım aşamasında yapı denetim firmaları, yıkım aşamasında yıkım firmaları devreye girdi. Herkes kendi bildiği işi yapmaya başlamış oldu. Durum böyle olunca ortaya başarılı işler de çıktı” diye konuştu. “Eskiden yıkım şirketleri pek yoktu” diyen Erkurtoğlu, “Yikici Ahmet, Yikici Mehmet gitti. Artık bu tarz firmaların yerini kurumsal şirketler almaya başladı. Bu şirketlerin de yıkım makineleri ve ekipmanları var” diyerek profesyonelleşmiş bir yıkım sektörü oluşmaya başladığını belirtti. iş güvenliği konusunun da gün geçtikçe önem kazandığını ve ilerleyen süreçte firmaların daha çok ilgi göstereceğini belirten Erkurtoğlu, “Eskiye oranla günümüzde iş güvenliğine daha çok önem veriliyor. Bazı yıkımlarda masraftan kaçmak için iş güvenliği ikinci plana atılsa da bu durum her geçen gün azalıyor. İleride iş güvenliği konusunda daha da hassas davranılacağını düşünüyorum” dedi.

“İleriye yönelik projeler yaratmamız gerekiyor”

 Kentsel dönüşümle ilgili en önemli konunun kent estetiği ve geleceğe yönelik adımlar atmak olduğunu söyleyen Mimar Ahmet Erkurtoğlu, “Bizim gibi mimarların amaci sadece proje çizmek olmamalı. Kent estetiğini de düşünmek zorundayız. Günü kurtaracak projeler değil, ileriye yönelik projeler üretmemiz gerekiyor. Parsel bazında kentsel dönüşümün dar alanlarda gerçekleşiyor olması otoparkların ve sosyal tesislerin yapilmasini güçleştiriyor. Insanların araçlarına yer bulamadigi, sosyal tesislerde zaman geçiremediği, spor yapamadığı ve çocuklarını büyütürken yeşile kavuşamadigi bir kentsel dönüşüm bizlere pek yakışmiyor. Avrupa’da neredeyse her kasabada bulunan kent meydanları, bizde yapılamıyor” dedi. Özellikle ağaçların ve yeşilin bol olduğu alanlar için ada bazında kentsel dönüşüm yapılmasının zorunlu olduğunu vurgulayan Erkurtoğlu, “Yol kenarlarına yapılan yeşil alanlar şehirlerimize yetmiyor. Çocuklarımıza birakacagimiz bu şehirlerin yeşil alanlara sahip olması lazım. Daha yolun başında sayılırız. Hala bu süreçleri daha doğru hale getirebilecek zamanımız var. Kentsel dönüşüm kapsaminda yapılan ada bazında birçok doğru proje mevcut. Bu örneklere bakılarak ne kadar güzel işler yapılmış görülüyor. Daha masraflı gözükse de ileriye yönelik projeler yaratmamız gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

Yorum Yap