Kentsel Dönüşümün Mimari Ahmet Erkurtoğlu, Bağdat Caddesi’nin Yeni Kimliğini Belirliyor
1991 yılından beri projeler üreten, İstanbul’un en büyük mimarlık ofislerinden biri olan ve “İbrahim Bodur’un Mimar” olarak tanınan AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Erkurtoğlu, 2005-2010 yılları arasında Anıtlar Kurulu’nda görev aldı. Şuan Taşyapı, Asce&Kiral Yapı A.Ş., Ferko&Çakıraga, Odak, Demirland, Merttaş İnşaat, Birgen İnşaat, Onlaz Grup, Ulusoy İnşaat, Aydogan İnşaat, İnanlar&Uranus, Çakoğlu İnşaat, Oran İnşaat, Kosifler İnşaat gibi birçok inşaat firmasıyla çalışan ve kentsel dönüşümün başladığı
2012 yılından beri 300 parsel proje çizen, 2015 yılı içerisinde 100 proje (ağırlıklı Bağdat Caddesi ve Kadıköy) hayata geçiren ve bu anlamda bir rekora imza atan AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoglu, dünyanın en iyi 4. alışveriş caddesi
Bağdat Caddesi’nin yeni kimliğini belirleyecek mimar olarak adından söz ettiriyor,
AE Mimarlık ve gerçekleştirdigi çalışmalar hakkında bilgi alabilir miyiz?
AE Mimarlık, 1983 yılından itibaren Kadıköy’ün sayılı ofislerinden birinde çalışıp ayrıldıktan sonra 1991 yılında kurduğum bir şirkettir. O günden bugüne kadar ilkemiz olan dürüstlükten ve çalışmaktan taviz vermeden 25 yılı geride bıraktık. İnşaat piyasasında binlerce mimarlık şirketi olmasına rağmen inşaat firmalarının en çok güven duyduğu ve en çok proje üreten mimari ofislerden biri olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu gururu yaşamamızın ana nedeni, mimari anlayış olarak mimari çözümlerde sadece estetik kaygılar içinde kaybolmayarak çözdüğümüz projenin işlevselliğine birinci derecede önem vermemizdir. Kullanıcılar konut ve is yeri alırken m2 başına bir bedel ödediklerinden, mimar, kullanıcıları zarara uğratmamak için her bir metrekareyi doğru değerlendirmelidir. Dışarıdan mükemmel görünen bir yapının işlevselliğinin iyi olmaması yapının değerini düşüren en önemli faktördür. Bu nedenle AE Mimarlık olarak her zaman işlevselliği ön planda tutuyoruz. Net alan ile brüt alan arasındaki orana dikkat ediyoruz. Yani mümkün olduğu kadar kayıp alansız projeler üretiyoruz. Böylece yatırımcılar ortak alanların yerine kendi dairelerinde kullandıkları alanların parasını ödüyorlar Kurulduğumuz günden beri yurt içinde ve yurt dışında (konut, villa, iş yerleri, turizm, dini yapılar, huzur evleri gibi…) milyonlarca m 2 ye imza attık. DoubleTree by Hilton Moda, Ofisim Istanbul, Panorama Park Moda, Bostancı City, Kale Bodur İş Merkezi, Doğa Koleji, Nautilus AVM renovasyonu, Boomerang Tower Kartal, Vitrin Kozyatağı, Doğuş Üniversitesi ve Şile’nin ilk AVM’li projesi kilit Konakları, yurt dışında da Irak Erbil’de 2000 konuttan oluşan bir yerleşke, Süleymaniye’de 600 konut ve AVM. Tacikistan Dusanbe’de AVM ve kültür merkezi, Ukrayna Kiev’de iş merkezi, Bukovel’de de dağ evleri, Kazakistan, Kırgızistan, Mısır, Arnavutluk ve Saraybosna’da eRitim ve dini tesis projeler yaptığımız yapılar arasındadır.
Şu anda hangi firmalarla hangi projeler üzerine çalışıyorsunuz?
Şu anda yoğun olarak özellikle Kadıköy’de bina yenileme projelerinde çalışmaktayız. Çok yoğun olduğumuzdan dolayı bazı projeleri geri çevirmek zorunda kalıyoruz. Ayrıca Zeytinbumu’nda bir rezidans projesi, Gaziantep’te konut, AVM ve ofislerden oluşan bir konsept proje, memleketim olan Kastamonu’nda kültür merkezi, yer altı otoparkı, çarşı projeleri, çevre düzenleme ve park projeleri üzerinde çalışma yapmaya devam etmekteyiz. Su anda çalıştığımız; Sanko İnşaat, Birgen İnşaat. Aydogan İnşaat, Merttas İnşaat, Asce&Kiral, Oran İnşaat, Kosifler Yapı, Cakoğlu İnşaat, İnanlar-Uranüs Group,MSK Hisar İnşaat, Ulusoy İnşaat, Alker İnşaat gibi inşaat firmalarına etüt ve projelendirme hizmeti veriyoruz.
Kentsel dönüşümün en çok uygulandığı lokasyonlardan biri de Bağdat Caddesi ve sizin de projelerinizin neredeyse yüzde 80′ Bağdat Caddesi’nde bulunuyor. Bağdat Caddesi’nin dününü ve bugününü yorumlayabilir misiniz?
Kentsel dönüşümle birlikte İstanbul’da inşaat çalışmalarının en hızlı yürütüldüğü lokasyonlardan biri; Bağdat Caddesi… Kadıköy’den Maltepe’ye kadar 14 kilometre boyunca uzanan ve yaklaşık 7 kilometrelik kısmına yayılan butikleri, dükkânları ve restoranlarıyla öne çıkarak New York’un ünlü 5th Avenue su ve Paris’in Sanzelize caddesi ile yarışan, İstanbul’un en elit yerlerinden biri olan Bağdat Caddesi, kentsel dönüşümle birlikte yenilenmeye başladı. Bağdat Caddesi’nde iş yapan firma sayısının 500’ü geçtiğini söyleyebilirim. Şu anda Bağdat Caddesi’nde en çok projesi bulunan mimarlık ofislerinden biriyiz. Sadece 2015 yılında 100 projeyi hayata geçirdik ve projelerin yüzde 80’i Bağdat Caddesi ve civarındaydı. Sadece bir inşaat firmasına Bağdat Caddesi civannda 25 proje çizdik. Ancak şu anda bir kentsel dönüşümden ziyade binasal dönüşüm yapılmaktadır. Evet, binalar sağlamlaştırılıyor, depreme dayanıklı hale getiriliyor. Ancak kentsel dönüşümü gerçekleştirirken İstanbul’a da bir şeyler katmamız gerekiyor. Örneği: Bağdat Caddesi’nde eskiden yeşil alanlar daha ön plandaydı. Tam cadde üzerindeki binaların altı işyeri, üstü ise konuttu. Şimdi ise cadde üzeri konuttan ziyade işyeri, mağaza, kafe olmaya basladı. Ayrıca yeşil alan, sosyal donatılar azaltıldı. Biz AE Mimarlık olarak projelerimizde yesil alanlara ve sosyal donatılara ağırlık veriyoruz. Projelerde muhakkak yeşil alanlara ve sosyal donatılara önem verilmesi gerekiyor.Kentsel dönüşüm Istanbul’da ve Türkiye’de amaçlananı veriyor. Kentsel dönüşüm şu an en hızlı Anadolu yakasında Kadıköy’de, Avrupa yakasında ise Esenler’de söz konusu. Önümüzdeki dönemde hangi ilçeler kentsel dönüşümde daha fazla ön plana çıkmaya başlayacak? Fikirtepe’ye bakınca ne görüyorsunuz? Kadıköy’ün şu anda sadece yüzde 10’u yenilenmiş durumda. Kadıköy’deki kentsel dönüşümün 25-30 yıl daha devam edeceği öngörülüyor. Bu açıdan baktığınız zaman Anadolu yakasında Kadıköy, ki Kadıköy’ün geçmişten beri popüler bir ilçe olduğunu düşünürsek kentsel dönüşümde her zaman ön planda olacaktır. Fikirtepe’de kentsel dönüşüm tam anlamıyla doğru uygulanırsa, sadece Anadolu yakası için değil, şehircilik açısından da önemli bir adım atılacaktır. Fikirtepe’de ilk proje yapan mimarlık firmasıyız ruhsatı almamız bile 2 yıl sürdü. Burada hukuksal problemlerin çözülme stresi kentsel dönüşüm süreci ile paralel gittiğinden hem inşaat şirketleri hem de bölge insanı bu süreçten olumsuz etkilendi. İmar planının yapılması ve hukuksal süreçlerin çözümü ile birçok inşaat başlamış durumda. Ancak Fikirtepe’de ne kadar doğru bir kentsel dönüşüm uygulanıyor, halá tartışmaya açık bir konu. Fikirtepe’de kesinlikle çok kath binalardan yanayım ki, daha fazla yeşil ve sosyal donatı alanı kalsın. Ama altyapı, yol gibi konularda büyük eksikliklerin var olduğunu görüyoruz.
Kadıköy’ün ünlü mimarı olarak siz Kadıköy’e getirilen 15 kat yasağını nasıl yorumluyorsunuz?
Kesinlikle karşı olduğum bir konu Kadıköy’de 15 katı geçen yüzlerce bina vardır. 15 kat yasağı gelirse bu binalar yenilenmeye gittiğinde 15 katın üstündeki mal sahiplerinin daire paylaşımı nasıl olacaktır? Buradaki maliklerin şerefiye hakları nasıl karşılanacaktır? Yani bir haksızlık söz konusu olacaktır. Yeşil alanların, sosyal ve donatı alanlarının fazla kalmadığı Kadıköy’ümüzde bundan dolayı yatayda yapılaşma yerine dikeyde yapılaşma taraftan bir mimar olarak 15 kat yasağını istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kalıyoruz. Bu yasak mevcutta 15 katı geçen binalarda bir yenilenmeye gidilmesi durumunda mevcut kat geçilmeyecektir şeklinde bir ilave konulursa en azından 15 katı geçen ve yıkılıp yeniden yapılacak binalardaki mal sahiplerinin hakkını koruruz diye düşünüyorum.
Kentsel dönüşüme nefes aldıracak “Yüzde 90 Çoğunluk Yasası”ndan bahsediyorsunuz. Bunun kapsamını açabilir misiniz?
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu 3/2 çoğunluk yasası binaların yıkılmasını sağlamaktadır. Ancak yapılması için yüzde 100 çoğunluk gerekmektedir. Sorunlu kat maliklerinin bulunduğu parsellerde 3/2 çoğunlukla bina yıkıldıktan sonra yapım süreci başladığından yüzde 100 çoğunluk sağlanmış ise yatırımcı ve mal sahipleri maddi kayıplara uğramaktadırlar. Benim önerim hem bu sorunu çözebilecek hem de insanca yaşayanlar gerçek bir kentsel dönüşüme yol açacaktır. Bakanlığımızın yaptığı yüzde 20’lik artış parsel bazında olduğu için şehircilik açısından yanlıştır. Ancak olası İstanbul depreminde önce binaların yenilenmesine yol açtık insanların sağlam binalarda oturmasını sağladığı için doğru bir uygulamadır. Gerçek kentsel dönüşüm olabilmesi için bu yüzde 20’lik artışı parselleri birleştirerek, birleştikçe emsali artacak şekilde ada olmava yönlendirirsek ve ada olduğunda da ek bir emsal de verilirse doğru bir kentsel dönüşüm olacaktır. Tabi ki böyle bir uygulamada çeşitli nedenlerle problem yaratan mal sahiplerinin sayısı artacaktır. İşte burada bakanlığımızın binaların yıkılması için çıkardığı 3/2’lik yasa gibi yapılması için de yüzde 90 çoğunluk yasası çıkması gerekir. Bu yasa parseller 1 adaya dönüştü ve en az yüzde 90 çoğunluk sağlandığı takdirde, yüzde 90 çoğunluğun ve sorun çıkaran yüzde 10’un hakkını koruyacak bir yasa olacaktır. Nasıl olacak derseniz bakanlık sorun çıkaran yüzde 10’un yerine bir kayyum, hakem heyeti, bilirkişi vs. atar. Bu kişiler sorun çıkaran kişilerin hakkını koruyarak kat karşılığı sözleşmeye imza atar ve inşaatın yapılabilmesi için gerekli olan tüm taahhütname ve muvafakat nameleri verir. İnşaat yapılırken de onların hakkını korur ve inşaat iskânı aldıktan sonra da kat mülkiyet tapuların sorun çıkaran kişilere verir ve böylece hem gerçek bir kentsel dönüşüm olur hem de kişiler sorun çıkarmayan kişiler mağdur olmaz. Tabii ki olayın hukuksal boyutunu hukukçularımız daha iyi bilir.
Bir mimar gözüyle baktığınız zaman kentsel dönüşümde hangi mimari ögeler göz ardı ediliyor?
Bu gidişle İstanbul’un her tarafı maalesef beton yeni haline gelecek. Yazın camlarımızı açtığımızda bile bir rüzgar esintisi hissedemeyeceğiz. Çocuklarımıza yeni oyun alanları yaratılmamış olacak. Umarım mevcut alanları koruyabiliriz Kentsel dönüşüm başladığından beri AE mimarlık olarak yaklaşık 300 binavi yeniledik ama benim kentsel dönüşüm anlayışıma göre yaptığım tek proje, Kozyatağı’nda 5 dönüm arsa içindeki 4 binayı yıkıp yerine biri 20, diğeri 28 katlı 2 bina yaptığım projedir. Binaların oturumundan sonra kalan arazide yeşil alanlar, çocuk oyun alanları, binaya ait sosyal tesis, bisiklet, yürüyüş alanlan kapalı otoparklar ve misafirler için açık otoparklar tasarlanmıştır. Burada yaşayanlara güvenli ve huzurlu özel yaşam alanlan sağlanmıştır. Kısacası aynı parselde bulunan 10 katlı binayı yıkıp yerine 12 katlı yeni bir bina yapmak bana göre kentsel dönüşüm değildir ve maalesef şu anda yapılan bu dönüşümün kente bir katkısı olmadığı gibi yaşadığımız kentlere de en az 50 sene daha kaldırılamayacak bir yük getirecektir.Yapılan binaların cephelerinde ise estetik yönden mimarı kısıtlayan veya yönlendiren bir yönetmelik maddesi olmadığından dolayı çeşitli malzemelerin kullanıldığı rengarenk bir yapılar cümbüşü halinde olacaktır. Projelerimi çizerken, eski eser parselinde yeni bir yapı yapıyorsam, eski eserin siluetine ve cephesine saygı duyarak yeni yapımı projelendirmeye çalışıyorum. AE Mimarlık olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Projelerimizi hayata geçirirken projenin yer alacağı caddenin dokusuna uygun olarak projeyi tasarlıyoruz.Bizim görevimiz insanların yaşam tarzına göre proje geliştirmek. Ben o evde yaşayacak insanların ne istediklerine bakıyorum. Örneğin: 3+1 daire yapıyorsak gündüz” denilen kısmı, yani salonu, mutfağı ve bir tane odayı antreye baktırırız. Diğer 2 odayı ve banyoyu “gece” kısmına baktırırız.
İstanbul’un geleceğini nasıl görüyorsunuz? İstanbul’un siluetini bozuyor muyuz?
Ne yazık ki İstanbul’u koruyamadık. Bugün Viyana’ya, Paris’e veya Budapeşte’ye gittiğinizde orada şehrin ve tarihi eserlerin nasıl korunduğuna şahit olabiliyorsunuz. Tabii bu durum şehrin büyümesine engel olmamış. Şehrin siluetine zarar vermeden, yeni alanlara doğru yeni yapılaşmalara ağırlık verilmiş. Bizde ise ne yazık ki şehir planlamacılığı kavramı doğru değil Yeni bir bina ile tarihi bir bina iç içe girmiş durumda. Oysa Istanbul’un, Avrupa şehirlerinde olduğu gibi eski ve yeni şehir olarak ikiye aynlması gerekiyor.Örneğin; Tarihi Yarımada’yı kesinlikle koruma altına almak şart. Bir mimar olarak yatay doğrultuda bina yapmaktan ziyade, dikey doğrultuda bina yapmayı doğru buluyorum. Bunun için de istanbul’un tarihi lokasyonları dışında, ömegin; Fikirtepe’de yüksek binaların yapılmasına izin verilmeli. Kadıköy’de ve diğer ilçelerde 15 kat yasağı gibi yasaklar getirilmemelidir. alanı yapan Ahmet Erkurtoğlu, tıbbi U birincilikle kazanmasına ve ailesinin İNEebolu’da turistik işletmeleri olmasına rağmen 9 yaşından beri tutkusu olan mimarlık okumaya karar veriyor. Kendisi oldukça renkli bir kişiliğe de sahip. Gezmeyi çok seviyor ve gittiği her yerden antika bir parça topluyor. Topladığı bu parçaları ise ofisinde ayrı bir bölümde sergiliyor. Antikaların arasında kelepçeden çeşitli zeka oyunlarına, Osmanlı saray mutfağında kullanılan 1000 yıllık tepsiden Mercedes marka daktiloya, bıçaklardan fotoğraf makinelerine kadar aklınıza gelebilecek her türlü obje bulunuyor. AE Mimarlık’ın mottoları: “Herkes için tasarım, kullanıcı odaklı tasarım, gerçek yaşam için tasarım ve ömür boyu için tasarım” AE Mimarlık’ın projeleri arasında ise: Double Tree by Hilton Moda Ofisim Istanbul Aydoğan İnşaat’ın tüm projeleri (Panorama Park Moda, Aydoğanpark Tuzla, Caddepark Erenköy, Kale Grubu’nun Anadolu yakasındaki tüm inşaatlan vs) Bostancı City Şile’nin ilk AVM projesi Kilia Almond Hill Panoramapark Moda Dumankaya Altın Koza Türkiye’nin ilk Ingiliz Court mimarisine sahip projesi Ekgür Yapı Çam Koza Court Evleri Doğa Koleji Doğuş Universitesi Kastamonu Key Evleri projelerinden sadece birkaçı.